Bu soruyu Asyanur ’a bakarak kendime sordum. Acaba dedim. Asyanur hayata nasıl bakıyor? Gözler ele verir derler ya ! Asyanur’ un gözleri hayata öylesine sıkı tutunmuş, öylesine sarılmış ki ; canlılığını, güleçliğini hiç bırakmıyor. Ya minicik bedeni? Hayatın gerçek yüzü, yüzünüze vuruyor.
Asyanur cam kemik hastası. Üç yıldır öğretmeni odasını okul yapmış. Bir kişilik sınıf da iki kişiler. Asyanur öğretmenini seviyor. Öğretmeni de onu. Asyanura karnesini parlayan gözlerinin başarı ışığına tanık olarak veriyoruz.
Ah o sevgi olmasa hayat neye yarar!
İnsan anlıyor ki, bir insana bakarken bedenin hiç önemi yok. Önce ruhuna, kalbine, bakmalı insanın. Ne yazık ki gözünü cisim kaplamış bakışlarımız görünen insanın derinliklerini göremiyor. Göremediği içinde hayata, insana kapanıyor.
Yanımdakiler, yeryüzünde melek mi görmek istersiniz ? Asyanur’a bakın dediler. Melek timsali Asyanur. Asyanur da gözler öylesine güçlü, sevgi öylesine yoğun ki önünde önümüzü ilikliyoruz.
Daha dokuzunda. Bu güzel insana hayırlı ömür diliyorum. Ailesinde sabrı cemil.
Günümüzün kalan zamanını okullarda öğrencilerin karne heyecanına katılarak geçirdik. Onlarla sevindik, onlarla mutlu olduk.
Bugün çocuklar gibi şendik. Daima şen kalsın çocuklarımız. |